Kırsal Yerleşimler “Yavaş” olarak kalkınabilir mi?

Sanayi devriminden itibaren kırdan kente göçün hızlanarak arttığı son yüzyılda kırsal yerleşimlerin nüfusunun azalması ve kentlerin yaşanamayacak hale gelmesi ile sonuçlanan olay dizisinin sonucu olarak “kırsal alanın yalnıca kent için varoluşu” sorunsalı ortaya çıkmaktadır. Kırsal yerleşimin kendi başına varlığı hem kent hem bölge hem de ülke için önemliyken değerini bu bakış açısına indirgemek sorunun en büyük göstergelerindendir. Kırsal yerleşimlerin kan kaybetmesi ile beraber azalan kırsal üretim, yerel kalkınmanın önünde önemli bir engel oluşturmaktadır. Kırsal alanın kalkındırılması için yerel yönetimlerin çabaları ve teşviklerinin sonuçları gözle görülür bir etki yaratamamakta ve sorun çözülememektedir.

2000lerin başından itibaren çıkan farklı uluslararası hareketler kırsal alanda bulunan yerleşimler için kalkınma umudu olmuştur. Bu hareketlerden biri de “Cittaslow” diğer bir deyişle “Sakin/Yavaş Kent” akımıdır. Yerelin kendi karakterini öven ve yerel üretimi desteklerken kalkınmanın mümkün olduğunu savunan bu hareket gelişmek için “hıza” ihtiyaç olmadığını öne sürmektedir. Globalleşme kavramının getirdiği hızlı yaşama karşı çıkmak için elinden geleni yapan bu akım yerelliğini koruyan küçük yerleşimler için bir kalkınma yolu olarak görülmekte ve her geçen yıl ağa katılan kent sayısı artmaktadır. Türkiye’den de Seferihisar, Güdül gibi 18 ilçenin içinde bulunduğu Cittaslow ağına katılımla birlikte kaybolmaktan kurtulan kırsal karakterli kentler ekonomilerini de geliştirebilmektedir.

Ancak hıza bu kadar karşı çıkan bir akım için yayılma hızı da bir o kadar yüksektir. Bu da karşı çıktığı kavramların karşısında savunduğu prensiplerin anlamını kaybetmesine yol açıyor olabilir mi?

Cittaslow sakin bir hayatı savunsa da çağın gerektirdiği bazı değişimlere de uymak zorundadır. Kriterlerinin arasında internet ya da dijitalleşmenin sunduğu hizmetlerin kullanılması vardır. Bilişim teknolojileri bunların başında gelmektedir ancak internetin ortaya çıkmasının amacı olan işlemleri hızlandırma amacı ve bugün küreselleşmenin öncüsü olan bu teknolojiyi kullanmak Cittaslow’un savunduğu sakinliğe karşı bir durumdur. Cittaslow her ne kadar küçük yerleşim alanlarının haritadan silinmekten kurtulma yollarından biri olsa da sakin yaşam tarzının küreselleşmeden kurtulması için bir yol bulmak yeni bir problem haline gelmiştir.

Yerelliğini koruyan kentlerin kendini pazarlayacağı bir alan yaratan Cittaslow hareketi sayesinde kırsal yerleşim yerlerinin kalkınma şansları artmaktadır. Bu harekete katılan pek çok küçük yerleşim yerinin birbirleri arasında geliştirdikleri network sayesinde de globalleşmiş bir ağa sahiptirler. Gün geçtikçe kendi içinde zıtlıkları barındırmaya başlayan bu ağ bazı kentlerin hayatta kalmasını sağlarken yalnızca kendilerini değil networkteki diğer kentlerin de gelişmesini sağlamaktadır. Birbirlerine destek olma prensibini içeren bu ağ belki de kırsal yaşamın kendini onarabilmesi ve gelişebilmesi için önemli adımları barındırmaktadır.


Özmen, A., Can, M.C.(2018) Cittaslow Hareketi’ne Eleştirel Bir Bakış, Planlama, 2018; 28(2): 91-101, doi: 10.14744/planlama.2018.95967

https://cittaslowturkiye.org/


Büşra Çanakçı

Kurucu Üye